Dev ölçülü bir labirent gibi, 30.700 metrekarede 66 kadar sokağı, 4.000 kadar dükkânı ile Kapalıçarşı, İstanbul’un görülmesi gereken, benzersiz bir merkezidir.İstanbulun tarihini hissettiren yapısı dokusu ve enerjisi mükemmel...
Kapalıçarşı İstanbul kentinin merkezinde yer alan dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biridir. Ve eskiden ürünlere devletin belirlediğinden yüksek fiyat konulamazmış şimdi ise müşterisine göre fiyat konuluyor malesef ...
Sait Halim Paşa Yalısı'nın tespit edilen ilk sahipleri Düzoğulları ailesidir. Bilindiği kadarıyla Düzoğulllarından kalan yalıyı Aristarhis Ailesi tamamen yıktırmış ve tahmini 1863 yılında yeniden inşa ettirmişlerdir.
Sait Halim Paşa Yalısı, 1876 yılında Prens Abdülhalim Paşa'nın mülkiyetine geçmiştir. Ancak o dönemde yalının harap halde olması ve de istenilen büyüklükte olmaması nedeni ile Çanakkale’li mimar-kalfa Petraki Adamandidis’e bugünkü biçimiyle yeniden yaptırılmıştır. Abdülhalim Paşa’nın 1890 yılında vefatı ile mülkü Paşa’nın dokuz evladına kalmıştır. Sait Halim Paşa, kardeşlerine ait hisseleri satın alarak 1894 yılında yalının tamamına sahip olmuştur.
Bina 1968’de Turizm Bankası’na geçmiş ve bir müddet sadece yabancıların girebildiği kumarhane olarak kullanılmıştır. Yangın tehlikesi ve benzeri sebeplerle kumarhane 1972 yılında Hilton’a devredilmiştir.
1974 yılında tadilattan geçen Sait Halim Paşa Yalısı, asıl büyük renovasyonu 1980-1984 yıllarında, Turizm Bankası tarafından TAÇ (Türkiye Anıt ve Çevre Koruma) Vakfı’na yaptırılarak gerçekleşmiştir.
1989’da TC. Turizm Bankası, Türkiye Kalkınma Bankası’na dönüştürülünce Sait Halim Paşa Yalısı'nın sahibi Türkiye Kalkınma Bankası olmuştur. Sait Halim Paşa Yalısı'nın bahçesi yaz aylarında restoran olarak işletilmiş, odalarının bir bölümü müze olarak düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra Başbakanlık yazlık konutu olarak da kullanılmış ve zaman zaman resmi toplantılar burada yapılmıştır.
Sait Halim Paşa Yalısı, 1995 yılında geçirdiği yangın sonrasında “Başbakanlık Resmi Konuk Evi” adı altında restore edilmiştir. Bu restorasyon 2002 yılında tamamlanmıştır. Sait Halim Paşa Yalısı, yangından önceki haline göre değil de inşa edildiği 1860’lı yıllardaki haline göre restore edilmiş, 2004 yılında Göçtur Turizm A.Ş.’nin işletmesine devredilene kadar da kullanılmamıştır.
2007 yılından itibaren Yeniköy Turizm Yatırımları ve Tic. A.Ş. tarafından işletilmektedir.
Yenikapı Mevlevihanesi, Sünbül Efendi aracılığıyla Mevleviliğe intisap eden Yeniçeri Katibi Malkoç Mehmed Efendi tarafından inşa edilip 1597 yılı Recep ayında hizmete açılmıştır.
İnşasından kısa bir süre sonra Mevleviliğin İstanbul'daki en önemli merkezi haline gelmiş olan Yenikapı Mevlevihanesi, o dönemlerde hem halk hem de devlet ricali üzerinde etkili olmuş, açılışında devrin sadrazamı Mehmed Paşa, Yeniçeri Ağası Tırnakçı Hasan Ağa vs. tarikat şeyhleri hazır bulunmuş, gösterişli bir törenle açılmıştır. Binanın ilk müştemilatı semahane, mescid ve 18 adet derviş hücresinden oluşmaktaydı.
İstanbul'un beş önemli Mevlevihanesi’nden biri olan Yenikapı Mevlevihanesi, tarikat mensuplarınca “âsitâne” olarak adlandırılmıştır. Yenikapı Mevlevihanesi, Osmanlı tekke mimarisinin karakteristik özelliklerini taşıyan güzel bir örnektir. İsmini bugün "Mevlânâkapı" olarak bilinen sur kapısından almıştır.
Eminönü'nde Yeni Camii'nin arkasında ve Çiçek Pazarı'nın yanındadır. İstanbul'un en eski kapalı çarşılarından biridir. Aktarlarıyla meşhur bu çarşıda halen tabii ilaçlar, baharat, çiçek tohumları, nadir bitki kök ve kabukları gibi eski geleneğine uygun ürünlerin yanı sıra; kuruyemiş, şarküteri ürünleri, değişik gıda maddeleri satılmaktadır.
Mısır çarşısı pazar günleri de açıktır.
1660 yılında yapılan çarşı Eminönü'nde Çiçek Pazarının yanındadır.Aktarlarıyla meşhur bu çarşıda ayrıca kuruyemiş,şarküteri ürünleride bulmak mümkündür.Pazar günleride açıktır.
Düğün,davet,toplantı,balo,defile,müzayede gibi bir çok organizasyona ev sahipliği yapan muhteşem bir yapı.19.yüzyılın sonlarına doğru inşa edilmiştir.Rıhtımında bulunan 2 aslan heykelinden dolayı "Aslanlı Yalı" ismiylede anılıyor.
Daha önce görme imkanı bulamadığınız bir sürü yeri burada minicik halleriyle görebilirsiniz.Gerçekten çok büyük bir emek harcanmış.Sırf bu emek için gitmek gerek.
Bizim için ayda bir mutlaka gidilen baharatları mükemmel kokan tarihi bi mekan.Özellikle çarşı içindeki o sarı ışık lokumları ve baharatları daha bi çekici hale getiriyor.
istanbul deyince ilk akla gelen yelerden bir tarihi çarşı özellikle girişte o mükemmel baharat kokuları ve her daim taze ürünler ve bolca hediyelik eşya bulabileceğiniz bir yer ...
Her daim kalabalık.Her girdiğimde farklı insanlara mı renkli tezgahlara mı baksam bilemediğim çarşı...Hele girişindeki o muhteşem kahve kokusu asla vazgeçi,lmeyen ziyaret mekanlarından biri.
hangi kapısından girdiğinize dikkat edin ki kaybolmayın ayrıca dükkan sahiplerinin turistlere enayi muamelesi yapması da hiç hoş değil hepsi onları kazıklamanın derdinde.
muhteşeme mimarisiyle birlikte adeta istanbulun sembollerinden.turistlerin uğrak mekanı.kesinlikle muhteşem biyer gideceğim yere yoldan yürümek yerine onun içinden yürümüşlüğüm olmuştur :)
Senelerdir gezmek istiyordum sonunda dün gittim ve bayıldım.5 saat gezdim,resim çektim.Ama yetmedi yeniden gezmek istiyorum.İçimi acıtan, yurtdışına kaçırılan tarihi eserlerin muhteşemliğini görmekti.
Kesinlikle herkesin bir defa gezip görmesi gereken bir mekan. Türkiye ayaklarınız altında sanki, bir kaç saniyede bir ilden diğer bir ilin tarihi mekanına geçiş yapıyorsunuz.